EMİR ŞEYH YAKUP

EMİR ŞEYH YAKUP

 

Emir Şeyh Yakup Tekkesi, Tokat ili Reşadiye ilçesinde bulunmaktadır. Türbe Kelkit çayının bir buçuk km, güneyinde Reşadiye ile karşı karşıya önü açık meyilli bir arazide tepecik üstündedir.

Reşadiye ilçe merkezi ile Karşıkent (Muday) ve Soğukpınar köyleri arasındaki bir bölgede, çermik’i de gören yerdedir. 

Emir Şeyh Yakup soyca Türk olup Türkistan’ın Modan şehrinde doğmuştur. Doğumu tahminlere göre 1034’dür. Ölümü tahmini kaynaklara göre 1082’dir. Emir Şeyh Yakup hazretleri Türk hükümdarı Alp Arslanın oğlu Melik Şahın mahiyet emirlerinden Emir Altının oğludur. Babası Emir Altın Erzincan, Erzurum, Sivas, Tokat ve Niksar ile Ordu vilayeti bölgeleri ilk defa 1072 yılında Bizanslılardan feth eden kahraman, (Hayat Ansiklopedisi, cilt 3) Fasikül 26 sayfa 468, 469)

Oğlu Emir Bayram (Behram) Beyi bugünkü Ordu ili bölgesine, diğer oğlu Emir Mehmet beyi Niksar’a emin tayin eden Emir Altun bey oğlu Şeyh Yakup beyide ‘’İşkitşar’’ ı anlamına gen İskifsur’a, işkitsur’a veya iskefsur’a yani bugünkü kentin Reşadiye ilçesine emir olarak tayin etmiştir.

Bizanslılarla çarpışan Emir Altun oğulları 1082 yılında Fatsa ‘’Fedailer’’ muharebesi ile 8 Ekim 1082 tarihinde Niksar, Reşadiye arasında ki Fatlı fedai olanlar meydan muharebesinde Emir Şeyh Yakup ile kardeşi Emir Mehmet Bin Altun şehit düştüler. Emir Altun bin Mehmet’e ait Sazak köyü ile Beşdere arasındaki Türne ile Dönekse dağının eteğindeki türbe ve bu Emir Şeyh Yakup türbesi oğlu Şeyh Tekin tarafından yaptırılmıştır. Şeyh Yakup’un küçük kardeşi ‘’Behram’’ (Bayram) bey bugünkü Ordu ilinin kurucusudur. (Ordu vilayeti yıllığı 1967, sahife 103)

Emir Altun oğullarına Selçuklular Emir Modanoğulları adını verirler. Anadolu’da şehirler, köyler, kuran Emir Modan oymakları tarihimizde Modandı, Mudanlı, Mudaylı, Modalı ve Modanlı’lar olarak anılırlar. Emir Şeyh Yakup bilgin ve kahraman bir zattır.

 

İbrahim Şeyh

Hasan Şeyh ve

Nebi Şeyh’in  Şeyh Yakub’un oğulları olduğu rivayet edilmektedir. Reşadiye’ye bağlı bu isimleri taşıyan köyler ve köylerdede kabirleri vardır. Bu köylerin Alevi oldukları halde zaman içerisinde çevrenin de etkisiyle asimile oldukları rivayetler arasındadır.

 

BİR RİVAYET

Alaattin Şahtan (Alaatin Keykubat) bahsedilmektedir. Selçuk sultanı doğu seferlerini çoğunlukta Kelkit Vadisinde yaparmış. Bir sefer sırasında ordu bugünkü kaplıcanın (çermiğin) üzerindeki düzlükte konaklar ordu yorgun ve beslenmeye ihtiyacı vardır. O tarihlerde civar ormanlarla kaplıdır. Ordu kumandanı av yapılmasını emreder. Bir grup avcı ırmaktan geçer, karşı ormanlarda av hayvanı arar. Hiçbir hayvana rastlayamazlar. Düşünceli olarak ordugâha dönerken yolunda bir dervişe rastlar. Devriş sorar kimsiniz buralarda ne ararsınız der. Cevaben maksatlarını, padişahın huzuruna nasıl çıkacaklarını söylerler. Derviş peki size yardımcı olayım, ormana doğru bir işaret yapar ve bir geyik boğasılık gelir. Avcılar dervişe rica ederler oda derviş kabul eder. Padişahın huzuruna çıkarlar. Avcılar durumu padişaha naklederler padişah iltifat eder.

Bir hususu derviş açıklar bu geyiği kesin ordunuza yetecektir ancak hiçbir kemiği zayetmeyin der. Bu husus orduya duyurulur. Geyik kesilir, pişirilir yenir. İstenen yerine getirilir. Bütün kemikler geyiğin derisine doldurulur. Derviş duasını yapar. Deriyi sıvazlar geyik ayağa kalkar ve getirildiği istikamete gider. Ama geyik aksayarak yürümektedir. Bunun hikmeti sorulduğunda da askerlerden birisinin geyiğin çıtık kemiğini sakladığı anlaşılır. Orduda doymuştur, temizlik lazım su yok. Derviş asasını yere vurur ve çermiğin suyu fışkırır, su sıcaktır. Ellerini yıkadıkları gibi diğer temizliklerini, banyolarını yaparlar. Padişah bu mucizeler karşısında şaşırır. Şaşkınlık geçince dervişten ne dilersin benden der. Devriş ben bir şey istemem, dünya malında gözüm yok der. Padişah olmaz, mutlaka bir şey isteyeceksin. Zorda kalan derviş mademki öyle benden sonra geleceklere bir ‘’Hellelik’’ ver der. Padişah da Kelkit Çayından başlamak üzere Mudayı, Soğukpınar’ıda içine alan geniş bir toprağı hak eder. Uzun yıllar bu topraklara tapu verilmez.

RİVAYETE GÖRE BİR MUCİZE

İkinci Cihan harbi sırasında, burası buğday ambarı yapılmak istenmiş, bir başçavuş nezaretinde bir manga jandarma buraya gönderilmiş, başçavuş özür dileyerek ben emir kuluyum kapının kilidini açıp yarın buraya buğday koyacağız demiş, açmış saç kapanmış, ertesi gün aynısı tekrarlanmış, başçavuş ilgili makamlara durumu iletmiş ve bu karardan vazgeçilmiş

EMİR ŞEYH YAKUP

Birol Yıldız Hatipoğlu

Modan şehrinden gelmiş Mudaya

Bazan atı ile bazanda yaya

Can vermiş geyiğe har vermiş suya

Turkistan elinden Emir Şeyh Yakup

 

Askerler oturdu sofra yayıldı

Bir geyikle bir orduyu doyurdu

Kemikleri derisine koyuldu

Silkinde git dedi Emir Şey Yakup

 

Çermiğin kudret ile aktığı yerde

Derman ol dedi bin türlü derde

Gönlümüz serdedir ruhumuz sırda

Keykubata mir oldu Emir Şeyh Yakup

 

Fatlıdır Şeyhin şahadet yeri

Üç kardeş üç oğul erdir her biri

Silo etmişlerdi yattığı yeri

Kelkite doldurdu Emir Şeyh Yakup

 

Emir Altın oğlu Mehmet ve Bayram

İlmine irfanına olmuşuz hayran

Hatipoğlu gönlünü eyledi seyran

Aynıma gel dedi Emir Şeyh Yakup

ŞAİR VE YAZAR; BİROL YILDIZ HATİPOĞLU DEDE